BARKOD
“koku”
Bugün cuma namazı çıkışı öğle yemeği için yolumun üzerindeki markete uğradım. Yaz sıcaklarında hafif olsun diye 😉😊 manav bölümünden salkım domates aldım. Yanına da birkaç birşey.
Domatesleri yıkamak için salkımından kopartırken mis gibi bir koku yayıldı ortaya. Bilenler bilir domates yapraklarının dallarının kendine has bir rayihası vardır. Dokunduğunuz an elinize bulaşır ya. İşte o koku.
Bir anda beni aldı götürdü çocukluğuma. Geniş bahçeli gecekondu evimizde oturduğumuz yıllara. Sabahın erken saatlerinde yahut akşam serinliği çöktüğünde kalkar hortumu çeşmeye takar bahçeyi sulardım.
Çeşit çeşit sebzeler, çeşit çeşit meyve ağaçları ve rengarenk kendine has kokulu çiçekler.
Annem kahvaltıyı yahut akşam yemeğini asmalı çardağa hazırlar mis gibi çayır çimen kokusu, kah kuşların kah böceklerin sesleri içerisinde sefasını sürerdik mevsimin.
Şimdi ne o ev var ne de o evin içindekiler bir arada artık. Sadece soluk bir kaç fotoğrafın içine hapsolmuş yüzlerdeki tebessüm dolu anılardı bakıp iç geçirdiğimiz.
İşte böyle bir küçük kokunun vesilesiyle şöyle bir maziye gidip geldim.
Allah’ın hikmetli yaratışlarından bir tanesi de budur kanatimce. Bir koku, bir şarkı, bir söz insanın beyninde kodlanıp kalıyor. O kodun okunduğu an beyin harekete geçip o kokuyla kodlanan ana yolculuk yapıyor.
Tıpkı günümüz teknolojisinin getirisi olan barkod sistemi gibi.
Alışveriş merkezlerinde ürünün üzerindeki barkodu okuttuğunuz an ürüne ait bütün bilgiler ekrana düşmektedir.
Ya da hastanelerdeki hasta giriş barkodunda olduğu gibi…
…
Bakmak, görmek ve tefekkür etmek. İnsana özgü hasletler…
Adem YAZAR
(Adrese Teslim / Notlar)